First topic message reminder :Buket hayatını kaybetti
Zeytinburnu'ndaki tramvay kazasında ağır yaralanan Buket Bulut hayatını kaybetti.
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Yaşam Destek Ünitesi'nde tutulan ve daha önce beyin ölümü gerçekleşen Buket Bulut, yaşama veda etti.
Zeytinburnu'nda, 11 Martta meydana gelen kazada, Denis Tekin ve İrem Dinçsoy adlı öğrenciler de ölmüştü.
İSTANBUL SAĞLIK İL MÜDÜRLÜĞÜ: BUKET, KALBİNİN DURMASI SONUCU HAYATINI KAYBETMİŞTİR
İstanbul Sağlık İl Müdürlüğü, Zeytinburnu'ndaki tramvay kazasında ağır yaralanarak, beyin ölümü gerçekleşen Buket Bulut'un, kalbinin durması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.
Müdürlükten yapılan yazılı açıklamada, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesinde bir haftadır tedavi altında olan Buket Bulut'ta, saat 13.00'de kardiyak arrest (kalbin durması) geliştiği belirtildi. Buket Bulut'un, yapılan tüm müdahalelere rağmen, saat 13.50'de kalbinin durması sonucu hayatını kaybettiği kaydedildi.
BUKET BULUT'UN DAYISI: ALLAH KİMSEYE BÖYLE BİR ACI YAŞATMASINAilesi, arkadaşları ve kamuoyunun 7 gün boyunca müjdeli haberini beklediği Buket Bulut'un ölüm haberini "Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın. Türkiye'nin başı sağ olsun." sözleri ile değerlendiren dayısı İsmail Engin, dualarıyla ve bizzat hastaneye gelerek desteklerini esirgemeyen herkese teşekkür etti. Engin, "Yaşam mücadelesini kaybettik. Üzüntülüyüz. Onca gün bir yokuşu geçmeye çalıştık. Ama olmadı. Allah rahmet eylesin." dedi.
Buket Bulut'un amcası Yılmaz Bulut da organ bağışının söz konusu olmadığını söyledi. Baba Veysel Bulut'un kızının organlarını bağışlamayacağı böyle bir kararı kendisin tek başına alamayacağını söylediği öğrenildi. Aynı kazada ölen İrem Dinçsoy'un babası Zafer Dinçsoy da ümidimiz oydu. Olmadı. Bir evladımızı daha kaybettik. Şuna inanıyorum. 3 evladımız gitti. Bu okulun mevcudu 3 bin kişi. Onlar da bizim evladımız. Böyle bir şeyi bir daha yaşamayalım. Trafik kurallarına dikkat edelim' diye konuştu. Buket Bulut'un cenazesinin Trabzon'da toprağa verileceği öğrenildi.
11 Mart günü meydana gelen kazada Kemal Hasoğlu Lisesi çıkışında karşıdan karşıya geçen 3 öğreci, tramvayın altında kalarak ağır yarlanmış, öğrencilerden 2'si kaldırıldıkları hastanede hayatını kaybetmişti. Bir haftalık yaşam mücadelesinin ardından Buket Bulut'un da hayatını kaybetmesiyle kazada ölenlerin sayısı 3'e yükseldi.
''BEYİN ÖLÜMÜ GERİ DÖNÜŞSÜZDÜR''Türk Tabipleri Birliği (TTB), Zeytinburnu'ndaki tramvay kazasında ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen Buket Bulut'la ilgili ''Beyin ölümü geri dönüşsüzdür'' açıklaması yapmıştı.
TTB Merkez Konseyi adına yapılan açıklamada, konuyla ilgili basın organlarında çıkan ''Başbakan beyin ölümü gerçekleşen hasta için mucize doktoru devreye soktu'' haberleri üzerine birkaç noktaya dikkat çekilmek istendiği belirtilmişti.
''Beyin ölümünün geri dönüşsüz'' olduğu vurgulanan açıklamada, ''Beyin ölümü, ölümdür. 'Geri dönme' olasılığı olsaydı, ölümden söz edemezdik. Nitekim, geri dönme olasılığı bulunan başka durumlarda beyin ölümünden değil, örneğin bitkisel yaşam durumundan söz edilmektedir'' denilmişti.
Evreni anlama ve dönüştürme çabasında, insanlığın bugüne dek geliştirdiği en işlevsel ve güvenilir yöntem olan bilimsel bilgi üretme yönteminin, olasılıkları dışlamayacağı belirtilen açıklamada ancak beyin ölümü örneğinde olduğu gibi, ölüm gerçekleştikten sonra kişinin yaşama geri dönme olasılığı bulunmadığı vurgulanmıştı. Basın organlarının ''beyin ölümü'' kavramının anlamına dikkat etmeden haber yapmalarının olumsuz sonuçlar doğurabileceğine vurgu yapılan açıklamada, şunlar kaydedilmişti:
''Toplumda tıbba olan güven azalacak, tıbbın 'ölüm' dediği olgularda dahi, ölmeme, bir geri dönme olasılığının var olduğu zannı oluşacaktır.Beyin ölümü kavramının en önemli uygulama alanlarından biri olan organ bağışlarını azaltabilecektir. Nitekim hastanın yakını 'mucize' beklentisiyle organ bağışında bulunmayacağını açıklamıştır. Beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın bir 'mucize' ile de olsa sağlığını kazanabileceği zannı, sınırlı sayıda olan yoğun bakım birimlerine daha fazla gereksinim duyan, gerçekten yarar sağlanabilecek olan hastaların bu olanaktan yararlanmalarını engelleyebilecektir.''
Tüm bu olumsuz sonuçları önleyebilmek için ''beyin ölümü'' kavramının basın organlarınca çok daha özenli kullanılması gerektiği belirtilen açıklamada, şöyle denilmişti:
''Doğada 'mucize' yoktur. Mucizenin anlamı 'aciz bırakan şey'dir. Günlük dilde beklenmedik, öngörülemeyen ya da oluşma olasılığının bulunmadığı düşünüldüğü halde oluşan olaylar, dini söylemden ödünç alınarak, 'mucize' biçiminde nitelenmektedir. Ancak bu ifadenin metaforik olduğu gözden kaçırılmamalı, 'mucize'nin esasen 'açıklamakta güçlük çekilen şey' olduğu unutulmamalıdır. Tarih boyunca deneyimlenmiştir ki var olan bilgiyle açıklanamayan olgular, bir süre sonra, bilimsel bilginin artmasıyla açıklanır, anlaşılır ve sonrasında müdahale edilebilir hale gelmiştir.''
''MUCİZE DOKTOR YOKTUR''Basının, doğada bulunmayan, gerçekleşmesi olanaklı olmayan mistik ifadeleri gerçekleşebilirmiş gibi sunmaması, toplumu yanlış yönlendirmemesi, duyguların aklın önüne geçmesine elindeki olağanüstü güçle katkıda bulunmaması istenen açıklamada, şunlar kaydedilmişti:
''(Mucize doktor) ifadesi hem bilimsel, hem de ahlaki açıdan yanlıştır. 'Mucize' olmadığı gibi, doğal olarak 'mucize doktor' da yoktur. Bu ifade bilimsel değildir. Hatta, 'mucize'den önce, olağan tıbbi uygulamaların da yüzde yüz olumlu sonuç verileceğinden söz edilmemektedir. Tıbbi uygulamalarda hiç bir zaman 'yüzde 100' söz konusu değildir, ne kimsenin hastalığa yakalanmayacağı yüzde 100 güvence altına alınabilir ne her hastalık yüzde 100 iyileştirilebilir ne de her hasta yüzde 100 sağlığına kavuşabilir. Bu basitçe, doğaldır. Çünkü tıbbi uygulamalar eldeki bilgi ve olanaklılıklarla sınırlı olduğu kadar, daha da önemlisi, doğanın diyalektiğiyle ilişki kurmaktadır. Doğa, toplum ve insanın içinde bulunduğu karmaşık nedensellik ağı tek yönlü değil çift yönlü işlediği için ve tüm olay, olgu ve etmenler değişim halinde bulundukları için 'yüzde 100' kavramının tıbbi uygulamalarda hiçbir zaman yeri olamayacağı da öngörülebilir.''
''AHLAKİ AÇIDAN DA SORUNLU''Açıklamada, ''Mucize doktor'' tanımlamasının, bilim dışılığının yanı sıra ahlaki açıdan da sorunlu bir ifade olduğu belirtilerek, şöyle denilmişti:
''Bir hekime bilimsel dayanağı olmayan bir değer atfetmesi, bir hekime diğer sağlık çalışanlarının sahip olmadığı insanüstü bir değer atfetmesi, bir insana tanrısal güçler atfetmesi, sansasyonel, diğer deyişle duygulara seslenerek boş umut yaratması ve bilimsel bilgiye olan inancı zayıflatması bu ifadenin değersel sorunlarından başlıcalarını oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra, belki de en önemlisi, bu ifadenin, bazı hekimlerin mucizevi güçleri olduğunu ve bu güçleri ancak kendilerini sağlık hizmeti vermeye ikna edecek kudrette kişilerin isteği üzerine harekete geçirdikleri gibi masalsı bir anlayışı beslemesidir. Başbakan'ın 'mucize doktor getirtmesi' hem hatalı hem de güven azaltıcıdır.''
Hastalar üzerinde zaman zaman etik kurallara ve hukuka aykırı olarak deneysel çalışmalar yapıldığı, yeterli bilimsel bilgi olmadığı halde iyileştirme sözü verilerek çaresiz durumdaki hastaların umutlarını araçlaştıran hekimler olduğunun gözden uzak tutulmaması istenen açıklamada, kendisine görüş sorulan hekim ya da hekimlerin mesleki pratiklerinin de sorgulanması gerektiği kaydedilmişti. Açıklamada, ''Yazılı ve görsel basın organlarının, 'mucize', 'mucize doktor' gibi gerçek dışı ifadelerle boş umut yaratmaktan sakınması gerektiğini vurgulamak istiyoruz'' denilmişti.
BUKET BULUT'UN YAKINLARI, BAZI HEKİMLERİN AÇIKLAMALARINA TEPKİ GÖSTERDİZeytinburnu'ndaki tramvay kazasında ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede beyin ölümünün gerçekleştiği açıklanan Buket Bulut'un yakınları bazı hekimlere yaptıkları açıklamalardan dolayı tepki göstermişti.
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Yaşam Destek Ünitesi'nde hayatını kaybeden Buket Bulut'un dayısı İsmail Engin, bazı tıp adamlarının ''Buket'in tıbben öldüğü ve aileye boş yere ümit verildiği'' yönündeki açıklamalarına tepki göstermiş, açıklamaları ''talihsizlik'' olarak nitelendirmişti.
Buket'in tedavisi sürerken hekimlerin böyle açıklama yapmalarının, ailesi, yakınları ve sevenlerini üzdüğünü ifade eden Engin, ''Canımızın derdine düşmüşken bir yaşam mücadelesi veriliyorken organ naklinden söz edilmesi bizi üzmüştür. Buket, normal bir insan gibi nefes alıp vermektedir. Türkiye'nin değerli hocalarının 'Buket tıbben ölmüştür' şeklindeki açıklamaları çok üzücü. Biz Allah'tan ümidimizi kesmedik. Dik yokuşlu uzun bir tedavi süreci var. Bunu bekleyeceğiz.'' demişti.